25 Aralık 2011 Pazar

yamyamlar!!!

geçen gece national geographic de belgesel izliyorduk.hala afrika da yamyamlık devam ediyor.papua yeni gine de varmış.belgeseli çeken adamda gitti anlatıyordu.hala binlerce yıl geride yaşıyorlar anlayamıyorum.insan yemek ne ya.ama tabi herşey itiraf etmiyorlar.diyorlar ki sadece büyücülerin etini yiyoruz.onları öldürüp yiyorlarmış.nasıl yediklerini de anlatıyor.öldürüp ikiye kesiyorlarmış ateşte kavurup yiyorlar bildiğimiz şekilde.iki kere yemiş bir kadın bir erkek.günümüzde tabi epey azalmış.en azından misyonerler gitmiş hristiyan oluyorlarmış.rahip diyor ki ben burda sürekli vaaz vermesem yine birbirlerini yemeye başlayacaklar diyor.Allah akıl fikir versin ya.
Etimoloji [değiştir] Yamyam kelimesinin, Orta Afrika'da yaşayan bir kabilenin adından Türkçe'ye geçtiği tahmin edilmektedir [1]. Çoğu dilde kullanılan Caniba kelimesi kökeni ise Kristof Kolomb'un, 1492 yılında Amerika kıtasına ayak bastığında ilk karşılaştığı yerlilerin adını seyir defterine Caniba olarak kaydetmesinden gelir. Nedenleri [değiştir] Yamyalık olarak kabul edilebilecek olayların başlıca 3 nedeni vardır: Kültürel ve sosyal nedenler Açlık veya kıtlık Delilik veya sosyal sapkınlık Ünlü antropologlar Richard E. Leakey ve Lewin, yamyamlığın, açlığın giderilmesi veya karın doyurmaya yönelik olmadığını, gerçekte tinsel ve büyüsel nedenlerden kaynaklandığını savunur ve yamyamlığı iki türe ayırır: İçe dönük yamyamlık (Endocannibalism) ve Dışa dönük yamyamlık (Exocannibalism). İçe dönük yamyamlıkta -iç yamyamlık- sadece akrabaların ve aynı kabileye ait olan ölülerin bedenleri veya yalnızca organları yeniyor.Örneğin, Güneydoğu Avustralya'da yaşayan Dieriler, ölen akrabalarının yüz, kol, bacak ve karınlarının yağlı kısımlarını yiyorlar. Bu toplum için geçerli olan inanca göre yağ, olağanüstü birgüce sahip olan ve yiyen kişiye geçen bir unsur.Böylece, ölünün özellikleri yine kabile içinde kalıyor.Güney Amerika'da yaşayan bazı kabilelerde ise, kişinin özelliklerinin onun kemiklerinde gizli olduğuna inanılıyor. Bu nedenle de, ölülerini yaktıktan sonra kemiklerini öğütüp toz haline getiriyorlar ve bu tozu içkilerine karıştırarak içiyorlar. Başka kültürlerde ise yamyamlık gizli dinsel topluluklara özgü gösteri oyunlarının bir parçası olarak görülürdü.Örneğin ABD'nin kuzeybatı kıyısı ile Kanada'nın güneybatı kesiminde yaşayan Kuvakiyutl Yerlilerinde, içine yamyam ruhu giren bir rahip adayı bir ölünün etini ya da canlı birinin kolunun bir parçasını yiyerek normal ruh durumuna dönerdi. Özetle, İçe dönük yamyamlık ölü ile olan ilişkinin devamını sağlamak için uygulanıyor. Dışa dönük yamyamlıkta ise, akraba ve kabile üyeleri değil, düşmanlar yeniyor. Bazı Güney Amerika yerlilerinde görülen bu adet, öldürülen kişinin katillerinden ileride intikam almaması için uugulanıyordu.Bunda da bedenin bazı kısımları, yeniyordu. Her iki tür yamyamığın geçmişi de 200-250 bin yıl önceye uzanır. Yamyamlık ile cinsellik arasında bağlantı kuran ünlü psikanalist Sigmund Freud, yemek ve sevişmenin birbirinden ayrılmayan iki faaliyet olduğunu iddia etmişti.Freud, cinsel eylemin gerisinde, bir başkasının gücüne ya da iktidarına sahiplenmek duygusunun olduğunu söylüyordu. Bu görüşlerini desteklemek için totem aşaması'nı örnek gösteriyor; bu aşamada klan kardeşlerinin biraraya gelerek sembolik babalarını öldürdüklerini ve onların etlerini yediklerini vurguluyordu. Ona göre, erkek kardeşler bunu babanın cinsel gücüne sahip olmak için gerçekleştiriyorlardı. Freud'a göre yamyamlıktan güç kazanmanın motoru cinsellikti. Bu konuyu inceleyen etnologlar ve antropologlar, yamyamlığın yaklaşık yarım düzine sosyal ve kültürel temeli olduğunu belirtirler.Bu nedenlerin başında dini seremoni ve ritüeller gelitor.Örneğin, bazı yamyam toplumlarda ölüye saygı, onun cesedini yemekle özdeşleştirilir.Bu toplumların inançlarına göre, ölen kişi için en saygın mezar yeri yaşayanların bedenleriydi.Bazı toplumlarda ise ölüleri yiyerek sadece onu daha iyi saklayacaklarını değil, aynı zamanda onun niteliklerine de sahip olacaklarını düşünüyorlardı. Bugün Güney Amerika'da, ormanların içinde yaşayan ve sayıları hızla azalan Guayaki (Paraguay) ve Yanomami (Venezuela) Yerlileri arasında yamyamlık geleneği hala uygulanmaktadır. Yamyamlığın ikinci en güçlü nedeni ise, Yerlilerin büyük bir çoğunluğunun düşmanlarının ancak yenildiklerinde yeryüzünden tamamen silineceklerine inanmalarıydı.Kimi yerlileri bunu düşman kabileyi aşağılamak için yaparken, kimileri de bu yolla düşmanın gücüne sahip olacaklarına inanıyorlar.Savaşçı yamyamlık olarak tanımlanan bu uygulama Amerikan yerlilerinden Kamak, Yeni Zelanda yerlileri olan Maoriler ve Afrika'nın bazı kabileleri arasında çok yaygındı. Örnekler [değiştir] İnsanlık tarihi kadar eski olan yamyamlığa hemen bütün kıtalarda rastlanmıştır. Eski yamyamlık öykülerinin birçoğu abartılı veya yanlış olsa bile Batı ve Orta Afrika'nın bazı bölgelerinde, Melanezya'da (özellikle Fiji), Yeni Gine'de, Avustralya'da, Yeni Zelanda Maorilerinde, Polinezya'daki bazı adalarda, Sumatra kabilelerinde ve Kuzey ve Güney Amerika'nın çeşitli kabilelerinde yakın çağa kadar yamyamlığın sürdüğü söylenebilir. Hiristiyanlik efkaristik “Bu sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın.” 25 Aynı biçimde yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: “Bu kâse kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. Her içtiğinizde beni anmak için böyle yapın.” 26 Bu ekmeği her yediğinizde ve bu kâseden her içtiğinizde, Rab'bin gelişine dek Rab'bin ölümünü ilan etmiş olursunuz. ( 1 korint.11/ 24) "Beni anmak için bunu yapınız" yani ekmek ve şarapla olan rituel ayin ekmek İsa'nın bedenini Şarap ise İsa'nın kanını sembolize eder Efkaristiya tüm Hıristiyanlarca Mesih'e bağlılığın kaynagı olduğu için onu bir "Doruk Noktası" olarak nitelendirirler. İncil'de da bahsedildiği gibi İsa'nın son akşam yemeği olarak nitelendirliğinden bütün kiliselerde "Missa Ayini" ve Rabbin sofrası olarak her hafta kutlanır. Bazı kültürlerde insan eti yiyecek olarak görülür, bazen hayvan etiyle bir tutulurdu.Bir çarpışmada zafer kazanan Maoriler çoğunlukla öldürdükleri insanların etlerini şölenle yerlerdi. Bazı kaynaklara göre Sumatra'da yaşayan Bataklar, Hollanda'nın denetimine girinceye değin pazarda insan eti satarlardı. Başka kültürlerde ise belli özellikler kazanmak ya da büyü yapmak amacıyla bedenin bazı bölümlerinin ya da organların yendiği törenler düzenlenirdi. Afrika'da dinsel törenlerde insan öldürmek ya da yamyamlık çoğunlukla büyücülükle bağlantılıydı.Kafa avcıları, öldürdükleri düşmanların kafalarını ya da başka bölümlerini yiyerek onların yaşam güçlerini ve öteki niteliklerini kazanacaklarına ve öç duygusunu yatıştıracaklarına inanırlardı. Bazı kültürlerde ölünün bedeni törenle akrabaları tarafından yenirdi.İç Yamyamlık denen bu uygulama bazı Avustralya Yerli kabilelerinde ölüye saygı anlamı taşırdı. Başka kültürlerde ise yamyamlık gizli dinsel topluluklara özgü gösteri oyunlarının bir parçası olarak görülürdü.Örneğin ABD'nin kuzeybatı kıyısı ile Kanada'nın güneybatı kesiminde yaşayan Kuvakiyutl Yerlilerinde, içine yamyam ruhu giren bir rahip adayı bir ölünün etini ya da canlı birinin kolunun bir parçasını yiyerek normal ruh durumuna dönerdi. Modern dönemler [değiştir] 1972 yılında Uruguay rugby takımını Şili'deki bir turnuvaya taşıyan uçak, And Dağları'na çarpıp düştü.3800 metre yükseklikte mahsur kalan 40 kişiden 16 tanesi, aylarca soğuğa ve açlığa karşı mücadeleyi kendi ölü arkadaşlarının etini yiyerek verdiler. 1979'da bir askeri darbeyle koltuğunu kaybeden Orta Afrika Cumhuriyeti devlet başkanı Jean-Bédel Bokassa, çıkarıldığı mahkemede çok sayıda siyasi cinayetin yanı sıra yamyamlıkla da suçlandı.Diktatörün özel malikanesindeki buzdolabında insan eti parçalarına rastlanmıştı. Milwaukee canavarı olarak tanımlanan Amerikalı Jeffrey Dahmer, çoğu zenci çocuk olmak üzere 17'i genci öldürmüş ve etlerini buzdolabında saklayarak yemişti.Mahkeme tarafından 999 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Dahmer, daha sonra kapatıldığı hapishanede çıkan bir isyan sırasında diğer mahkumlarca öldürüldü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder